12 Şubat 2011 Cumartesi

Bir Abla'nın İtirafları: Açmayın İtiraflar !!! :))) !!!

Öncelikle, kardeşlerle ilgili yazıyı yazmamın tek sebebi, bugun Alara'nın, kız kardeşimin doğum günü olmasıdır... Buradan yola çıkarak...


Kardeşi olmayan bilmez...


Çok sevdiği bir arkadaşı, dostu için "ama o da benim kardesim sayılır nasıl bir şey oldugunu biliyorum" der ama o da olmaz! 


Kardeş, çok sakat, çok tuhaf bir mevzu. Senin bir yarı'n olması dışında, anneni-babanı paylaştığın biri. Senden küçükse, ilk geldiğinde seni tedirgin eden bir yabancı, senden büyükse, sen dünyaya gelmeden önce, onun annenle-babanla yaşadıklarını sinsice merak ettiğin gerçek bir aile bireyi.


Benden 9,5 yaş ufak olan, bütün dünyayı onun için bir kenara atabileceğim bir Alara Saran var.. Hayatımın en salak zamanlarında, sinirimi ondan çıkardığım, en mutlu oldugum anda, kimseye göstermediğim bir takım deli saçması sevinç hareketlerini, utanmadan paylaşabildiğim tek kişi.
Açıkçası evde çok fazla vakit geçirmediğimden, onunla herseyi paylaşamıyoruz, bazen bir takım seyleri kacırmaktan cok korkuyorum. Bana herseyini anlatmaz mesela! Çünkü ben hiyerarşik bir düzen kurmuş, zaman zaman çok katı kuralları olan, onun için en iyisinin, en düzgününün olmasını istediğim için, pek çok şeyine "kendimce" yasaklar koyan, sınırlar koyan bir abla oldum... Bundan hoşnut muyum? Evet... Cunku ben buyum. 
Bir de güzel bir kız oldugu için zaman zaman bakıp "ulen ne güzel kız oldun be" diyorum.. Eskiden içimden derdim bunu artık direk yüzüne söylüyorum :))


Ancak... Bütün benim saçmalıklarımdan kurtulduğumuzda;


O artık 17 yaşında.. Kiminize göre 17 yaş "daha bebek" ama ona göre ve bana göre "o bir birey". Kendi tercihleri, kendi zevkleri var saygı duyulması gereken.


Bazı ailelerde kardeşler, sıkıntılıdır.  Bazen kardeşlerle görüşülmez, bu kardeşler hayalardan çıkarılır... Aynı anadan çıkan 2 farklı kişi olunur, bambaska hayatlar... 


Kardeş olmak kolay değildir. Arkadaslık gibi değil.. Arkadaslık-dostluk-kankalık... Kardes olmanın bunlarla uzaktan yakında alakası yok.. Kardeslik sorumluluk istiyor, büyüdükce bu sorumlulugu daha da cok hissediyorsun.. Bu bir yük mü? Bazen.. Bazen hiç değil, dunyanın en güzel seyi.. Yapayalnız kalsam, benim kardeşim var, beni kosulsuz sartsız sevecek, agladıgımda, güldüğümde benimle olabilecek biri.. 


Bazen biz de tuhaf seyler yasıyoruz, ben kendi içimde çok daha büyütüyorum o bazı seyleri, sanki annesiymişim gibi dusunmeye baslıyorum.. Ama annesi olmadıgımı idrak etmek zor oluyor, arkadaslarım, etrafımdakiler beni uyandırmadıkça, annecilik oynamaya devam ediyorum...


Yazacak daha çok fazla seyim var... Ama bugun onun dogum gunu oyuzden "kardeslik" hakkında avantaj-dezavantaj konusmak istemiyorum..


Bundan 9 sene evvel, 3 kişilik cekirdek ailemize, böyle kara kuru, kocaman gözlü bir bebek gelmişti. O zamanlar anlayamamıstım, dogdugu ilk gün kucagıma aldıgımda onun bir "insan" oldugunu bile anlayamamıstım :) Benim için sancılı bir yaştı, ergenlik ve civarında korkulu gunler yasıyordum.. Alara geldiğinde hersey daha da korkunc olmaya baslamıstı... "annem-babam beni unutacak" demiştim.. Hiç bir zaman unutmadılar..
Bu da anne baba hüneri.. İki kişiyi aynı anda, aynı dozajda sevebilmek, hayranlık yaratıyor...


Alara ile ilişkimizin tadına daha yeni yeni varabiliyorum, cunku buyuyor!.. Mesela muzik zevkini anlamaya calısıyorum, ona güzel müzikler dinletmeye calısıyorum ama en nihayetinde o sadece kendi hosuna gideni dinliyor :) 
Aramızda güzel bir ilişki var ve samimiyiz, en önemlisi de bu.
Bana arka cıkıyor yeri geldiğinde!
Yeri geldiğinde bana bagırıp cagırıp odasına gidiyor. Yeri geldiğinde "bunlarla mı dışarı çıkacaksın" diyor üzerimdeki kıyafetlere bakıp :) Yeri geldiğinde kendi dolabındaki herşeyi bana veriyor, yeri geldiğinde bana hasta bakıcılık yapıyor, yeri geldiğinde beni okadar çok güldürüyor ki, katıla katıla en son ne zaman bukadar gülmüştüm diye düşünüyorum, dünyanın en komik kızı falan heralde...
Yeri geldiğinde ikimizde 3 yaşına dönebiliyoruz ve bunu baskasının yanında asla yapamayacagımız bildiğimiz için tadını cıkarıyoruz... Sırlarımız var... Sigara içtiğimi ailede ilk bilen o.. Ve daha ufacıktı, bunun altından kalkmıştı, bende cesurca bu sorumluluğu ona vermiştim.. Sır saklamanın ne kadar özel bir yetenek oldugunu, insanın iradesiyle ilgili oldugunu ve benzeri detayları, ona uzun uzun anlatmıstım, bugun hala iyi sır tutar, canımdır :)
İyi ki dogdun Aloşçuğum... Bil ki, ben, hayatımın sonuna kadar seni çok sevecegim ve hep yanında olacagım.. Hiç merak etme :) Bunu sen zaten biliyorsun... Kardeşini çok seven herkes, bu rahatlıgı ona vermeli yani "hep yanında olucam"... Bırakın şımarsınlar.. Zaten bir taneler, bunlardan başak yok.. Özel edisyon..Bize, bir yenisi daha katıldı buarada:) kocaman gözlü bir bebek, bak onun tam annesi olacak yaştayım mesela, o da ayrı bir konu... Eminim Alara da onu sımartacak "hep yanında olacagım" diye :) Tekrar tekrar iyi doğdun canım kardeşim.

Röck N Röll Sisterhoood ;))))






















1 Şubat 2011 Salı

Disturbed' le Benim Aramda

En son ne zaman bir albüme doyamadım?


Sanırım Katatonia "Viva Emptyness" hayatımın albümüdür. Doyamadığım bir albüm... Her şarkısını bayıla bayıla dinlediğim bir albüm. 


Bir albümde, her şarkıyı sevmek, sevebilmek, insanın sürekli tecrübe edebileceği bir deneyim değil.  Ya da ben bu konuda çok şıpsevdi değilim. Bu çok bayıldığımız albümlerin bir de vazgecilmez bir "anti şarkısı" vardır."şu şarkı olmasaydı" ya da "bu kadar güzel şarkının içinde bunun ne işi var" ya da "ucube, yıkın şu ucubeyi, yakın, silin" dedirten.... 
İlla!!! O kötü şarkı. Yalnızca bir adet.. Olmazsa olmaz. Nazar boncuğu...


En son ne zaman bir albüme doyamadım...


Hayatımın albümü diyemem belki ama, son zamanlarda bir albüme daha doyamadım; Disturbed "Asylum" .


Son yıllarda duyduğum en sağlam album! Disturbed benim için hiç bir zaman Katatonia ile aynı yerde olmayacak, Katatonia'nın yeri başka, sadece tek albümleri değil, bütün albümlerini bayıla bayıla hiç sıkılmadan, her an dinleyebilirim.. Kıyaslama karşılaştırma yok... 
Disturbed'le alakam yalnızca bir albümlük.. Ama o da ne albüm... Bence en iyi albümlerini yapmışlar...


Asylum albümünde:
Müthiş bir melodi zenginliği, David Drainman'in ses renginin güzelliği, dayanılmaz cazibesi :) , aranjeler, sound  her sey ama her sey tek kelimeyle muhtesem, bir tek "o şarkı" dışında :) O şarkı dışında her şey ama her şey muhteşem.. Balad bir şarkı yok albümde, olmasa da olur, bazı albümlerde balad eksikliği duyulur, bazısında bir baladın olmadığını farkına bile varmaz insan, işte aynen öyle.
Disturbed'ün dünyaya ve kadınlara karşı bir duruşu var, sözler itibariyle... Genel konular üzerinden gidiyorlar, çok muhtesemsarkı sözleri de yok bana sorarsanız, hatta bana sorarsanız birbiriyle kafiyeli bir sürü cümleciği bir arada olduğu sözlere sahipler, eşlik edilmesi kolay, inanlıgın ortak dertlerini yansıtan, maskülen bir müzik.


Anti Şarkı


"My Child" şarkının adı. Anti şarkı.. "Bu olmuş mu şimdi?" dedirten.. "Bu güzelim albüme yapılır mı, koyulur mu bu şarkı?" dedirten.


Hemen antrparantez, Disturbed'ü Shout coverlarıyla tanıdım, Stricken ile sevdim, Stricken şarkısı ile albümlerini dinlemeye başladım, sevmedim bıraktım, bir ara ciddi antipati duyuyordum hatta. Bana Nickelback'teki tadı veriyordu acıkcası. Kolej rock esliğinde, sert vokal, kötü şarkılar, sahte gelen bir takım tınılar... gibi gibi... 


Derken, Össan Deneç Beyefendi, son iki albümlerinden bir iki şarkı dinleyip çok begendiğini söyledi, hadi dedim bakalım neymiş, ne değilmiş... İki albümü de dinledim, insanın başına her ne geliyorsa meraktan.. Merak etmek; üşengeç değilsen muhtesem bir sey... Asylum'u ilk duydugum saniye "şarkı" olarak, tek başına çok begendim, uzun süre repeat'e alıp durdum. "Baska neler varmıs" diye dinlerken, albümdeki her melodi durup durup dinlememe sebep oldu, bu da güzel - o da güzel derken, işte o çok nadir olan bütüüüüün albümü baştan aşağı sürekli dinleme eylemi hayata geçmiş oldu .


Mp3 player'da sürekli şarkıdan şarkıya geçmek, dinleyecek şarkı aramak yerine, bir albümü her şarkısına bayıla bayıla baştan aşağı, yorulmadan, sıkılmadan, elini hiç "fwd" yada "rwd" tusuna götürmeden dinlemek nefis, bunca şeyle cebelleşirken, bari mp3 player gıkını çıkarmadan, müdahale edilmeden hayatına devam etsin diyorum... Ta ki "my child" geliyor, intronun ilk 2 saniyesinde yakalayıp hemen geçiyorum şarkıyı :) Huyumun kuruması dileğiyle...



Disturbed'le Benim Aramda & Öz İtiraf.com

Zevk... Renk... Değişkenler... Ben nefret ederim, başkası çok sever, diyecek bir şey yok, 
My Child adlı eser, bu albüme olmamış işte. Kısa ama çözümleyici bir öz itiraf; şarkının introsundan çok rahatsız olmustum ilk duydugumda. O ilk travma yüzünden şarkıya cephe aldım, hemen ayırt ettim onu digerlerinden ve adeta etiketledim. Insan beyni bazen bu denli yersiz tutuculuklar gösteriyor... Kurtulmak lazım...

Her ne ise, Disturbed'le benim aramda yaşanmakta...
Buraya yazmam mahremiyeti bozar mı? 
Bence bozmaz, kendi inanç sistemim doğrultusunda rahatlıyorum :)

Sonuç itibariyle;
Asylum, bugun hala iyi bir yol arkadası... 
Cidden çok sevdiğim, keyif aldığım müzikli bir "kaset" ;)


Dahası;
Havalar git gide soğuyor
Donsuz geceler diliyorum...